top of page

1 Domates Kolay Yetişmiyor

Geçen gün Aydın Üniversitesinde okuyan bir kardeşimiz ile karşılaştım. Elinde ki düzenek dikkatimi çekti. 1 saksının içerisinde ordino sistemine bağlı nem ölçer vardı ve final dönemi olduğundan bir bunun bir proje ödevi olabileceğini tahmin ettim. Otomatik sulama sistemi olan düzenek hakkında biraz sohbet etmeye başladık. Yazılım üzerinden toprağın nem oranını belirliyorsunuz ve toprak o nemin altına düştükçe sistem depodan su çekip toprağı suluyor, böylece gereksiz su tüketimi gideriliyor. Bitkiler sağlıklı büyüyor. Ve geçen sene Çanakkale’de bizzat karşılaştığım emek sorununu tamamen çözüyor.

Benim çocukluğumun yaz tatilleri Ananemin köyü olan; Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Beş yol köyünde geçti. Şahsına münhasır, küçük, sevimli, cennet gibi bir sahil köyü. Çok uzun bir aradan sonra geçen sene tekrar gidip oranın havasını almak ve akrabalar ile özlem gidermek istedim. Çocukluk arkadaşlarımdan birisini, yolda acele ile giderken gördüm ve nereye diye sordum. Domatesin suyunu açacağım dedi, o sırada köyde başka işleri de vardı tabi. Yaz mevsimi yoğun olur köyde işler. Suyu açtı ve köy de ki işlerine geri döndü. Bir süre sonra yine alelacele çıkarken gördüm, yine sordum; Serkan nereye böyle acele acele, suyu kapatmaya dedi. Ben bunun günde 1 kere olan bir işlem olduğunu sandım ama öyle değilmiş. Bazı günler yaşanan olumsuzluklar nedeni ile birçok kez gidiliyormuş. Bu arkadaş her gün işini gücünü bırakıp, birkaç kere suyu açıp kapamaya gidiyor. Vakit harcıyor, zaman harcıyor, mazot yakıyor. Orada açık kalan su taşıyor mu ? Su motoru bozuldu mu ? Borular patladı mı ? Kimse bilmiyor. O lezzetine doyum olmaz Çanakkale Domatesi kolay yetişmiyor. Üzerine hastalık da gelebilir, haşereden de etkilenebilir ama en önemlisi ise suyudur. Az su versen kurur, çok su versen çürür. İşte tam da burada Aydın üniversitesinde sadece sınıf geçmek için, 18 - 19 yaşında ki çocukların yaptığı basit bir sistem belki de her şeyi kurtarabilecek iken, bu çocuklarımız tarımın can damarı olup, akıllı tarım sistemleri geliştirebilecek iken, sadece diplomayı kurtarma peşine düşüp, bu faydalı sistemi sınav sonunda çöpe atıyorlar.

Buradan tüm değerli hocalarıma sesleniyorum. Bu çocukların her biri böyle bir ödev için 100 tl civarında para veriyor, emek veriyor, vakit harcıyor. Projenin sonu ise üniversite çöplüğünde veya saçma bir yerde bitiyor. Bunun yerine bir kaç, belki 10 öğrenci birleşip çevre illerde bulunan çiftçilerin bahçelerine bu sistemi kursalar. Siz de dilerseniz başlarında durup bu sebzelerin, meyvelerin, kısacası bitkilerin gerçekten yetişmesine göre puan verseniz daha iyi olmaz mı ? Hem bu teknolojiyi ülkemizin çiftçilerine kazandırırken, hem de bu çocuklarımıza üretmenin hazzını yaşatsanız daha iyi olmaz mı ?

Konu ülkenin eğitim sistemini eleştirmeye gelince sistem kötü, yanlış, olmaz olsun deyip mangal da kül bırakmıyoruz. Pisa testleri gösteriyor ki ülkemizde ki eğitim gerçekten kötü. Peki bizler bunu değiştirmek için ne yapıyoruz ? Her zaman ki gibi devlet bize bakmıyor politikasına devam mı ? Sadece 1 tane öğretim görevlisi hocamız çıkıp bunu yapsa belki de o çocuklardan birisi üretmenin, yetiştirmenin, büyütmenin, toprağa dokunmanın zevkine doyamayıp tarım ve teknolojiyi birleştirerek ülkede bambaşka bir tarım sistemi geliştirecek. Belki de o çiftçi üniversiteli gençlerden ilham ve bilgi alarak kendi tarım işini Dünya devi yapacak. Bu olur mu bilmem ama böyle devam ederse bizden hiçbir şey olmayacağı kesin.

İnoves olarak Tarımda inovasyon projesini geliştirmek adına buradan öğrenci ve çiftçi dostlarıma da sesleniyorum. Sizleri bir araya getirmek için ben elimden geleni yapacağım. Tabi bunu sizin de istemeniz gerekiyor. İletişim bölümünden beni drek arayabilirsiniz. Sürç-i lisan ettiysem affola.

Featured Posts
Recent Posts
Search By Tags
Henüz etiket yok.
Follow Us
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • Google Classic
bottom of page